dukan diyetinin ilk safahasi oyle degil miydi, eger oyleyse oradan bulabilirsin

www.google.com

@masa penisi tamam da hangisi gerçek. Hepsi farklı. Daha önce uygulayan ve sonuç alınan bir liste lazım :(

105 kilodan 1,5 ayda 90 kiloya indim protein diyeti sayesinde.

-kollarda incelme olmadı, 40cm.
-kaslarda kayıp olmadı.

ne yaptım?

sabahları yumurta, yoğurt, peynir yedim. yağsız öneriyorlar, ben buna fazla takmadım ama abartmadım. şekersiz çay, şekersiz süt. kahve asla yok.

ara öğünlerde muz, çiğ ceviz, çiğ badem.

öğlen/akşam; tavuk, ciğer, mantar, kırmızı et, yumurta, kuru fasulye. pilav, ekmek asla yok. ot, çiğ sebze, velhasıl salata yok. mayonez bilmem ne yok. tuz; mümkünse yok.

yatmadan yarım saat evvel sporumuzu bitirmiş oluyoruz. mutlaka her gün en az yarım saat, geberene kadar squat ile başladığımız sporumuzu yapıyoruz.

dinlenme: günde en az 8 saat uyuyoruz. (ben normalde 5-6 arası uyuyorum, ama diyetteyken bu böyle.)

ve sağlığımız için asla 6 haftayı geçmiyoruz. bittikten sonra ekmeğe geri dönmüyoruz. pilavı az yiyoruz.

bol şans.

kickass'te var.

google a kickass yazınca çıkıyor site.

eztvde var.

her şey için pirate bay yeter. (tüm sezon full olarak var)

iç bir kahve otur şimdi yap tabi ki.

Şimdi biraz başla. En azından birazını yapıp, "sabah da şunları şunları tamamlarım" noktasına getirebilirsin. Yani, bugün biraz yapıp, yarın için de ne yapacağını planlarsan olur diye düşünüyorum.

otur başla,bitir.

bugünün işini yarına bırakma. - zen
şimdi olması sonra olmasından iyidir. - jean d'arc
yangın bittikten sonra hortumu g*tüne sok. - türk atasözü.

Bugün sabah 8'den beri çalışıyorum zaten aynı iş üzerinde. Çığlık atmak üzereyim :/

flash bitiyor. as gelecek için umut veren bir dil değil. php bu liste içerisinde en ideali gibi duruyor.

PHP programlama dili değil de sanki.. Yine de PHP öğrenin.

php öğrenmeni tavsiye ederim ama tabi ki tek başına yeterli değil, ek olarak çok iyi css,html ve javascript bilmen gerekli. Ayrıca yanında iyi bir veritabanı bilgisine de ihtiyacın var piyasa da genelde MySql revaçta.

iphone, ipad ve mac icin objective c gerekiyor. ileride issiz kaldigimizda ise yarar diye bir sey yok, yazilima gireceksen hayatin boyunca yeni seyler ogreneceksin en az 2-3 dilde yetkinlestireceksin kendini, o yuzden hicbirinin garantisi yok..

Tophane eski tophane değil. Fiyatlar gereksiz uçuk, kalite yerlerde.

2012 yılında girilmiş gayet güncel entry var misal: beta.eksisozluk.com

Çorlulu halil paşa, beyazitta

sultan ahmette güzel yerler var, oradan ayasofyaya sallanırken yol üzerinde, tramwayla içiçe

''Çorlulu Ali Paşa Medresesi'' beyazıt tramvay durağına yakın. arkadaşının oraya hayran kalma ihtimali: %92.5

kader ne yazarsa o gelir başa?

anlaşılacak kadar okunuyor ama kelimelerin ve eklerin doğru yazılışını tam bilmediğim için ancak bu kadar yorum yapabiliyorum.

yazarsa kısmında ye'nin ardından elif olması gerek. bir de en sondaki kelimede be harfinden sonra yine elif gelecek.

emin olmadığım kısım ise, yine son harf güzel he yerine elif olabilir. ama sanırım elif olacak, o şekilde doğru olur.

diğer kısımlar doğru gibi.

kaderde ne varsa o gelir başa yazıyor olması lazım ama?

historien düzeltebilir misin peki ? çok hora geçer ya :)

قدرده نه وار ايسه او كلر باشا

kardede ne var ise o gelir başa.

teşekkürler hocam. word e falan copy, past yapınca yazı değişiyor ama screen shot ile aldım ben. eyvallah.

böyle adama karizma getircek bi yetkim yok ya helal beyler :)

ben 23 yıldır bekliyorum, vermedi daha.

çooook geciktiriyor işte bazen böyle.

istiyorsan sevgili olmak isteyen çok aslında. önemli olan istediğin ve içine sinen sevgiliyi verip vermediği.

yoksa mevzu birisiyle beraber olabilmekse milyonlarca yalnız insan var. sorun yok.

vermez. biraz çabalamalısın. biz 27 sene sonra bulduk birbirimizi..

mastürbasyonu azalt. verir.

bekle.

ayni isyerinde calistigin kiza yazma, pisman olursun.

bekle

iş yerinden sevgili olmaz. saçmalama. başka sosyal çevreler edin, kafanı dağıt.

yaz.

bekleyeyaz:)

iş yerinden sevgili olmaz lafına yüzde yüz katılıyorum. sabah akşam aynı muhabbetler döner, hayattan soğursun.

savcıya ve hakime bakar.

anamın başına gelmişti aynısı. önce hakim telefonu anneme geri verecekti; ardından savcı itiraz etti -önceki davalarda verilmemiş, neden şimdi veriliyormuş-, ardından hakim karar değiştirip telefonun iadesinden vazgeçti. ardından adliye emeklisi annem sinirden ağlamaklı bi şekilde mahkeme esnasında itirazda bulundu. ee az çok bu tür işlerden anladığı için -adliye emeklisi- söylediği şeyler mantıklıydı; bunun üzerine kararının ciddi bir eleştiriye maruz kalmasına alınan hakim de annemi susmaya davet edip aksi takdirde hakkında işlem yapılacağını söyledi. annem sustu, telefon kapkaççıda kaldı. dava kapandı.

tam tersi de olabiliyor tabi.

asayiş şubeden telefonu alacaksın, bi dava bişey olursa seni çağırırlar.

benim evimden olan hırsızlıkta böyle olmuştu.

çalan adamın adli durumuna göre değişir. savcılar kkonuyla uğraşmak istemeyebilirler, veya olayın üzerine gitmek isteyebilirler.

savcıya gittiğinde o sana dava açman iyi olur veya bir hata yapmış, sen şimdi dava açma falan diyebilir.

yönlendirilirsin.

seneler evvel başıma geldi
aynen savcılıktan haber geldi telefonunuzu bulduk işlemler için gelin diye
neyse gittim ama bana sadece telefonunuz afyonda bulundu dediler
sadece bu yani sinyaline bakıp bulunduğu sehri mi söylediler ne yaptılarsa kimse gel telefonunu al kardesim demedi

300 var çogzel?

300 spart. izlemiştim saol.

troya ?

300.spart. braveheart'ın boku olamaz. o yüzden bunlardan birini seç.

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com

eğer "gibi" derken konu liderlik, umut ve başkaldırıysa postman de iyidir.

the patriot braveheart ın amerikan civil war versiyonu.

Son samuray da fena degildi. Braveheart gibi degilse de idare edebilir.

Direk bu amaçla mı bilmiyorum ama aynı firmadan çıkan markalardan bildiklerim şunlar:

Peugeot - Citroën
Vestel - Regal
Arçelik - Beko
Audi - Volkswagen

genellikle sınıf sınıf çıkarırlar.Z sırf Y satsın diye çıkmaz da Z, Y'yi alamayanlara hitap eder.böylece Y iyi kalite gibi olur Z de bu şekilde israf edilmez.bi satış politikası için bi sınıf mal boşa harcanmaz.

volkswagen i incelersen şirket yapısını konuya tümüyle hakim olabilirsin hocam.

piyasadaki arabaların çoğu onlarındır. (audi, skoda, porche, saab, vs. vs.) ama gidişatları hangisinin satmasını istediklerine göre ayarlarlar.

sdk'lar ve uygulama marketleri olabilir mi? mobil cihazlar(telefon, tablet vs.) için uygulama geliştirme ve marketler için çok büyük yatırımlar yapılıyor. satılan ürün sayısını donanım tasarımları arasındaki farklar azaldıkca; ios, android ve windows phone arasındaki rekabet belirliyor diyebiliriz.

olur.

olmaz mı

en arkadaki söyleyemiyorsa öndekilerin ikisi birden beyaz olamaz. olsaydı en arkadakine siyah kalacaktı söylerdi. ortadaki bunu dikkate alır öndekine bakar. öndeki beyaz olsaydı onunki siyah olmak zorunda olurdu. ama söyleyemediğine göre öndeki beyaz değil siyah. ve öndeki siyahsa kendi mendili siyah veya beyaz olabilir. bunları düşünüp öndeki kendi mendilinin siyah olduğunu çıkarır.

zaten %50 şansı var. çok mantık zorlarsakta beyaz olmalı. diğerleri caydığına göre, düşük ihtimalin gerçekleşmesi lazım.

zeka sorusu diyor, olasılık sorusu veya "nasıl bildi lan acaba" demiyor? yani "kafadan atmıştır da tutturmuştur" tarzi cevaplar bu sorunun cevabı değil.

hiçbirini görmeden bilebilmesinin sebebi arkadaki iki tanesinin de bilemiyor olmasıdır. ortadaki diyor ki "en arkadaki iki tane beyaz görse çat diye söylerdi benimki siyah diye. demek ki iki tane beyaz görmüyor". en öndeki de diyor ki "en arkadaki bilemediğine göre iki beyaz görmüyor. ortadaki de en arkadakinin bilemediğini duya duya bilemediğine göre o da önünde beyaz görmüyor, demek ki benimki siyah".

yani en arkadaki bilmiyorum dedi. ortadaki önünde beyaz mendili görünce "arkadaki bilemediğine göre iki beyaz görmüyor, o zaman benimkisi siyah" derdi. e ortadaki de bilemediğine göre en öndeki anlıyor ki kendi sırtındaki siyah.

lemmiwinks'e bu güzel cevabı, kibritsuyu'na da o güzel açıklaması için çok teşekkür ediyorum. :*

spiritus sanctus, ilginiz için çok teşekkür ederim.

bence kibritsuyu'nun cevabı da yeterli değil. ortadaki kişi önünde beyaz görüp kendi sırtında da siyah olduğunu düşünebilir. yani en arkadaki bir siyah bir beyaz görmüş olabilir.

yannış mıyım?

@lazpalle: ortadaki söyleyemem demiş zaten. eğer beyaz görmüş olsaydı söyleyebilirdi.

@tezat kontrasyonu: rica ederim.

en arkadaki,

a) öndeki: siyah
ortadaki: beyaz

b) öndeki: beyaz
ortadaki: siyah

c) öndeki: siyah
ortadaki: siyah

durumlarından birinde söyleyemem diyebilir. ortadaki de ya beyaz ya da siyah gördüğünden söylemem diyebilir. uzun lafın kısası ortadaki ve arkadaki en öndekini siyah da görebilir beyaz da. o zaman öndeki durumdan nasıl emin
olabiliyor?

@lemmiwinks

ortadaki beyazı görse nasıl söylebilirim diyecekti? kendisi siyah belki?

ya da benim kafam almıyor

@lazpalle söylediğin doğru. eğer öndeki beyaz olsaydı ortadaki kesinlikle siyah olduğunu söylerdi zaten ama söyleyemiyor. çünkü en öndeki siyah. ortadaki de ya beyaz ya siyah, orası da bizi ilgilendirmiyor.

@lazpalle: arkadaki söyleyemiyor. öndeki ikisi beyaz olamaz. buraya kadar sen de anladın zaten. ortadaki söyleyemiyor, neden olabilir:
öndekinin ve kendisinin ikisinin birden beyaz olamayacağını biliyor. öndeki beyaz olasaydı ikisi birden beyaz olamayacağı için kendi siyah olurdu ve söylerdi. bu durumda öndeki siyah. öndeki siyah olduğunda kendisi beyaz da olabilir siyah da.

hem arkadaki hem de ortadaki söyleyemeyince de öndeki az önceki mantıktan hareketle kendi mendilinin siyah olduğunu anlıyor.

umarım daha açık anlatabilmişimdir.

@tezat kontrasyonu
@lemmiwinks

hocam benim jeton sekiz köşeli galiba. şimdi çaktım. teşekkürler

hafta içi hiç takmazsan delik kapanmaz, ama hafta sonu takarken acı çekersin. (tahminen söylüyorum kulaktan türbüt)

çok zorlanırsın tekrar taktıgında ki bir müddet hiç çıkarmaman önerilir.ha bide takmamaya karar verirsen izi kapanmaz.

1 ayda iyileşmeyebilir, ss'in de dediği gibi takıp çıkarırken açılır yara.

hiç bulaşma. benim kaşımda iz kaldı.

tabii ki. her zaman.

not: benim konum üşengeçlik değil, asla.

ben de benimki bebekken o mamayı kullandım şimdi proplan kullanıyorum.

yüksek bir kap al ki kum etrafa sıçramasın.

avrupa ve amerikada güncel kısırlaştırma zamanı 4-5-6. aylardır. kısırlaştırmak için bir yaşını geçsin ya da bir kere çiftleştir diyen hekimden uzak dur. o gitsin kasabada ineklerle ilgilensin.

bi önceki duyurunda yazdıklarıma kulak ver.

Kedilere tuvaleti alıştırmak çok dert edilecek bir şey değil. Onlar kolayca alışıyor zaten. Kumunun üzerine kediyi koyun, kumun eşelenebilir bir şey olduğunu göstermek için patilerini elinizle tutarak kumu eşelettirin. O oraya işini görmesi görektiğini programlar kendi kafasında.

* royal canin iyidir. alternatif istersen proplan ve hill de iyi markalardır.
* tuvalet eğitimi için bişey yapmana gerek yok, içgüdüsel olarak kuma yaparlar zaten. ha çok küçük, yapamıyo olursa da zamanla ve kendi kendine öğrenir. ama tuvalet kabı için, üstü ve çevresi kısmen kapalı olan modelleri seçersen daha iyi olur çünkü, kimi hiperaktif kediler epey bi kum saçabiliyolar etrafa, bu dediğim modeller bunu engelliyor.
* kısırlaştırma 1 yaşından sonra yaptırılmalı diye biliyorum. ama aşı için belli bi yaş kriteri var mı bilmiyorum.

- evde yapabileceğin mama alternatifleri için barf/ raw diet diye geçen çiğ beslenmeyi araştır. her zaman olmasa bile ara sıra yapabilirsin. yurtdışında pek çok veteriner tavsiye eder ve ciddi anlamda yararı olduğunu savunanlar var.

-yavru kediye şeffaf olan kumlardan almamak gerekiyor.

-kediyi alır almaz veterinere götür. 2 aylık kedi yeterince büyük. veteriner söyler zaten tam bilmiyorum.

-pet shoplara para bayılmamak için 'diy for cats' gibi kelimeleri aratabilirsin.

iki arada bir derede +1
kısırlaştırmak için 1 yaşını bekleme.

barf/raw beslenmeye geçeceksen bir öyle, bir böyle yapmamanı tavsiye ederim, çünkü geçişlerde kabız olabilir.

ben de barf'ı tavsiye ederim, yani doğru olan o.
ama istemiyorsan proplan bence kuru mamalar içinde en iyisidir.

kapalı kum kutusuna alıştırman bence de iyi olacaktır.
goldentitan'ın dediği gibi mutlaka veterinere götür, bazı aşılarını yapabilir.

hocam gaza gelme, git adam gibi kit kat al; hem hayvan severek yiyor hem fiyatı uygun bulursun. profesyonel mamanın hiç bir anlamı yok.

1nci yaşında yapacaksın kısırlaştırmayı. daha evvel yapma. erkekse pısırık, dişiyse annelik güdüsünden yoksun ve saldırgan olur.

kedi tuvaleti markası hiç önemli değil. heyecanını anlıyorum ama, ilk etapta tava yoğurt kabı bile olur. kumunu silikon alırsan sen rahat edersin.

şehir efsanelerine ve herkesin bildiği yanlışlara inanma yani. özelden ulaş, cinsini falan da söyle tam bilgi al.

öpt. kib.

@spiritus sanctus

bir kere o silikon değil silika?

sen kitekat yedir 3 sene sonra hayvanın böbrekleri çürümüş et paröasına dönüşsün.

avrupa ve amerikada bilim otoriteleri kısırlaştırma yaşının 4.5.6. aylar olduğunu söyler ama bizim türk insanı her şeyin en iyisini bilir, her şeye muktedirdir. dağları ve denizleri o yarattı her şeyin de en iyisi bilir. tey allam... cahil her yerde cahil..

spirus sanctus'u dinleme.
tekrar, iki arada bir derede +1.

buradaki arkadaşların bir çoğunun hayatı kadar kedi bakmış, beslemiş, büyütmüş bir insan olarak söylüyorum;

profesyonel mama saçmalığı para tuzağı ve tam anlamıyla saçmalıktır. whiskas amerikanın en çok satan kedi mamasıdır. yok efendim böbrekleri bilmem ne; adamın ciğerini sökerler amerikada kolaydı öyle.

12 yaşında kedim var, geçen gün parkta köpek kovalıyodu gene eğlence olsun diye.

purina, royal canin falan bunları çakan veterinerlerden uzak dur.

bak; kedinin önüne dana sosis koyduğunda yer, kokteyl sosis koyarsan yemez. kedinin burnu alır o kokuyu. profesyonel mamalara yaklaşmaz kediler.

bide bunlar ayak yapar, yok alıştırın bilmem ne diye.

profesyonel mamada kedin tüy döker. çünkü mutsuz olurlarsa tüy dökerler.

falan filan.

al whiskas, kitekat; kedin mutlu olsun. yalanlara kanma.

silikon değilde silikaymış. ha ondan.

ekstra (kısırlaştırma) ; bütün bilimsel makaleler dermiş ki ilk 6 ay. evet ilk 3 ve 6 ay arasında yaptırın derler. çünkü gecikirse erkek kediler kavgacı olur, dişi kediler de korkusuz ve inatçı olur. yani kişiliklerini alırlar. ne istiyosun ?? oyuncak mı? gdo lu kedi mi?

@spirus sanctus:

hayvan kurtarma amacıyla aktif olarak çalışan biri olarak, sağlıklı ve sağlıksız elimden binlerce kedi geçmiştir.

yani biz de evde 1 kedi besleyerek konuşmuyoruz.

kedi ve köpekler için her zaman en sağlıklı beslenme yolu barftır.

bunun dışında kuru mamayla beslemek isterseniz, en kaliteli mamaların ne olduğu bellidir.
sizin kediniz (?) profesyonel mamaya yaklaşmıyor olabilir.
bugüne kadar profesyonel mama ve market mamasıyla beslenen kedilerin iyileşme hızlarının arasındaki farkı gözlerimle gördüm.
kediniz 12 yaşında ve muhtemelen siz bir şey anlamadan böbrek yetmezliğinden ölecek.

ha bu arada bunun dışında bir kere ben de mama alamadığım için whiskas almıştım marketten. bir kereden bir şey olmaz diye.
hayvanların tüyleri perişan oldu. birinin kulaklarının çevresindeki tüyler döküldü.

yani ölçek buysa eğer, benim kişisel tecrübem de öyle.
bahsi geçen kedi sayısı da 8.
yani evimde 8 kedim var.

erken kısırlaştırılmasının tavsiye edilmesinin nedeni de, kızgınlık dönemine girdikten uzun süre sonra kısırlaştırırsanız, hayvanın aynı içgüdüyle kısırlaştıktan sonra da yaşayabiliyor olması.

özellikle erkek kedilerde bu sorun çok yaşanır. kediniz kızgınlık dönemine girer ve eğer koku bırakmaya başlarsa, kısırlaştırdıktan sonra da içgüdüsel olarak bazı yerlere çiş yapabiliyor.

bunun dışında yine tekrar ediyorum. binlerce kedi köpek kısırlaştırdım. hepsi de kendilerine has, farklı karakterlere sahiplerdi çok şükür.

evimdekiler de bunlara dahildir.

kısırlaştıracaksanız 1 yaşını beklemek hayvanın hormon dengesini daha çok bozar, o yüzden erken yaşta kısırlaştırmanız gerekir.

merak etmeyin, benim kızlardan biri 5-6 aylıkken kısırlaştı, yeterince inatçı ve kavgacı.

neye güvenerek böyle konuşuyorsunuz anlamıyorum.

"bak; kedinin önüne dana sosis koyduğunda yer, kokteyl sosis koyarsan yemez. kedinin burnu alır o kokuyu. profesyonel mamalara yaklaşmaz kediler."

kedilerin koku alma duyuları çok kuvvetlidir, evet.
ve hepsi her şeyi yemez.
profesyonel mamalara yaklaşmaz kediler cümleniz zaten kediler konusunda ne kadar tecrübesiz olduğunuzu gösteriyor. kusura bakmayın.
insanlara yanlış bilgi veriyorsunuz.

özelden gel bi bakalım.

eğer masaüstü ise kasayı aç fanın olduğu kısım çok pislenmiş ise gürültü yapabilir onu saç kurutma yada elektirkli süpürge ile iyice bir temizle gene olmaz ise işlemcinin üstündeki fana bak kablolar değiyorsa ses yapıyor olabilir. notebook ise eğer bilmiyorsan karışma teknik servise götür. :)

fanın ortasında marka etiketi vardır, onu kaldır; bir boşluk göreceksin oraya 1 damla makina yağı damlat. zeytinyağı falanda olur ama 1 aya kalmaz tekrar etmek zorunda kalırsın.

ps: asla 2 damla damlatma!

havayı kurutuyor. nemlendirmen lazım havayı.

o soba aslında çok büyük bi ışık kaynağı. infrared dalga boyunda ışıma yapıyor. göz bu dalga boyuna duyarlı değil ama. senin görmüyor olman retina hücrelerine o ışığın ulaşmadığı anlamına gelmiyor. büyük ihtimalle aşırı uyarılan retina hücreleri baş ağrısına yol açıyor.

Nedenini bilmiyorum, ama karsisinda durunda basimi iki yandan sıkıyorlarmıs gibi zonklatiyor.

fön makinası candır.

zor o is

Doğru cevap planlayarak yemek yapmak. Kim ne cevap verirse versin doğru olan cevap bir gün öncesinden akşam yemeği mönüsünü planlamanızdır. Yani diyebilirsiniz ki bu günden patlıcan yemeği arttı. Buna domates eklerim bir de makarna haşladım mı, kurtardık geceyi. Bu bir mönüdür. Yarın akşama et yemek istiyorsanız akşamdan buzluktan çıkartıp buzdolabında bekleteceksiniz. Evde mikrodalga olsa bile çözerken eti pişiriyor. Böylece lezzetli et yiyemiyoruz.
Ama sözkonusu olan kıyma ise daha işe yarar bir alternatif sunabilirim. Kıymayı alıp birer yemeklik porsiyonlar halinde buzluğa koymayı biliyoruz zaten. Ama bu kıymayı poşette iken yaklaşık yarım cm. inceliğine getirip sonra derin dondurucuya koyarsak çıkarttıktan 15 dk. sonra yemekte kullanmaya hazır hale gelecektir.

döküm tavayla yapabilirsin.

etleri bir kaseye koy. kaseyi de sıcak su dolu daha büyük bir kaba koy. etin suyla temas etmemesini sağla ama. eti çözmenin en hızlı yöntemlerinden biridir. et çözülmeden tavaya atma. kötü olur. bekleyiver yarım saat. ölmezsin.

depresyona girmişsin. kendi kendini tedavi edemiyorsan acil profesyonel yardım almalısın, psikiyatr vesair.

depresyon +1 arkadaşların yardım edebilir en yakın arkadaşını bu durumdan haberdar et ve zorlada olsa gidin takılın bişeyler yapın ben çabucak atlattım bu sayede.

hocam ben de sabahki derse gitmedim ama öğleden sonraki derse gidicem kararlıyım. sen de kararlı ol. zorla kendini. git. evde bi bok yok.

ben de gitmiyorum o derslere. sonrasında pişmanlık.
görevini yerine getiriyor olmaktan keyif almaya çalış. ben öyle yapıyorum. derslere gittiğimde günüm daha bir keyifli geçiyor.

foton cagi diye biseylerden bahsediliyor son zamanlarda.. biraz arastirsana, kendine uyan kisimlarini eminim bulursun..

fazla ot içiyorsun. içme. amaçsızlık sendromuna yakalanmışsın. geçmiş olsun.

cıkamadıgının nedenlerini bos bır kagıda yaz ve uzerınde dusun.

evet hala :/

atatürk'ün tek hatası bu hacı hoca tayfasının işine çomak sokmaktır. ezanı ve ibadeti türkçe yapmıştır ki; millet dinini anlasın, bu yavşakların peşinden gitmesin.

bunlarda panikle her türlü hakareti etmişlerdir.

hala daha ederler.

avrupa da reform-Rönesans neyse bizde de türk devrimi odur.

sadece şeriatçılar değil, yabancı menşeili din adamları da çekememektedir.

topal osman ağa olayında geçer..

www.ilkehaber.com

gangnam japonya da bi zengin semti, bagdat caddesi diyelim gangnam style da oradaki zenginlerin giyim kusam ve yasam tarzi
edit: kore japon cin iste hepsi ayni diil mi :)

gangnam kuzey korede bi şehir sanırım.

O dediğin gangbang oluyor,
gangnam korede zengin bir mahallenin adı, türkçe versiyonunu düşün Etiler Style.

güney kore'nin seul kentinin zengin semti. bizdeki bebek falan gibi düşünebilirsin.

gangnam güney korede bi semtin adı. google mapste sokaklarında dolaşmak mümkün.

bağdat caddesi ile özleştirilir.

gangnam çinde bir semtin adıdır, oradaki gençlerin tarzıda gangnam style, şarkı zaten parody'dir, ama dünya yanlış anladı.

caps veriyim tam olsun.

www.cnnturk.com

"japonyada bi zengin semti"

"kuzey korede bi şehir"

"çinde bir semt"

yuh açıkmertkorkusuz. yuh.

------------------------

@semshov

güney kore'nin seul kentinde, yarım milyon insanın yaşadığı bir bölge. kore dilinde "nehrin güneyi" anlamına gelir.

zengin bir bölgedir; kore ortalamasına göre 3.5 kat daha pahalıdır hayat.

evet arka plan ekleme gibi ama neden ekleme olsun , bilemedim

Ondan bahsetmiyorum her karakter ayrı fotodan kesilip koyulmuş gibi.

hepsi farklı bi objektife poz vermiş sanki, ondan olabilir mi? (:

hocam adamda (fotocu) uzaktan çekmek için büyük ihtimal 70-300 bi objektif varmış sonra bunlar yakın poz verince objektifi değiştirmemiş koşmuş yakından çekmiş, fotoğrafta bükülmüş. olay bu.

yurtdisi etkinliklerde fotografcilar cekmeden once sirayla ses ediyor, tipler de sesin geldigi yere dogru poz veriyor. (herhangi bir odul toreninin backstage'ini izleyerek gorebilirsiniz)

bizde boyle bir kultur olup olmadigini bilmemekle birlikte, ayni meslegi yapan cogu insanin birbirine saygisi olmadigini bildigimden, muhtemelen boyle bir kultur oldugunu da sanmiyorum. paldir kuldur cekmisler iste.
ayrica orada fotograf cekenler sadece pro fotografcilar degildi muhtemelen, organizasyonu duzenleyen elemanlar, asistanlari ve yakinlari ellerinde compact kameralarla telefonlarla gelmis foto cekimi yapilirken onlar da cekip ortaligi karistirmis tavsanlari urkutmus gibi gorunuyor.

2-3 bin lira tutar sanırım.

bursadaysan stüdyo önerebilirim.

hocam kolun sadece üst kısmı mı yoksa deri gibi tamamen kaplama mı düşünüyorsunuz? o kadar büyük bir dövme masraflı olacaktır onu belirteyim, hele de iyi bir yerde yaptırmak istiyorsanız, 3.000 liradan aşşağıya olacağını sanmam. ve o kadar büyük bir dövme için kesinlikle çok iyi araştırıp steril ve yetenkli bir dövmeciye gidin ucuza kaçmayın aman diyeyim.

2 ekşi elma ye, çayı kahveyi daya, bunların seni gün boyu ayık tutacağına inan

arada bir yüzünü yıkarken enseni ıslat. bir de sakız çiğne. tabiki kahve içmeyi unutma.

Güneşin doğmasını bekleyerek.

sonrasında diyorum, gün ilerledikçe

Tamam işte güneş doğduktan sonra açılacaksın.

bu açılmak akşama kadar devam edecek mi?

Bende ediyor.

burn, redbull, kola, kahve bunları tüketirsen idare edersin. ben öyle yapıyorum işe yarıyor.

Bir bardak kolaya 2 aşeker atıp, asitin çıkmasını bekle. Sonra o kolayı iç.

saat 14-16 gibi çökersin. onu atlattığın zaman 24 saate gidersin. saat 20:00 ivmesi vardır, ama 14-16 gibi ağır ve zorlu değildir.

elma ye.

sadece çatal.

Kaşık.

kaşık

çatal

çatalla yiyiyorumda bıcak ne alaka:)

çatal kullanıyorum.ama bıçak kullanmam :)

yanında çatalla yenebilecek bir ana yemek var ise çatalla. nadiren kaşıkla

çatal.

çatal

kaşık

kaşık.

kurufasulye, nohut, bezelye vs ile pilav ise kaşıkla.
et, tavuk, döner vs ile pilav ise çatalla.

ayrıca güzel soru, tebrikler.

Çatal, en son sıyırmalık bıçak...

kaşık.

Her zaman çatalla. Yanında bezelye, nohut varsa onları da çatalla yiyorum alışkanlıktan ötürü.

tek tek pilav tanelerini çatallayarak yiyoruz.

çatal,sorunla birlikte kaşığı çok kullanmadığımı idrak ettim saol.

sadece dönercilerde çatalla yerim

çorba, aşırı sıvı muhallebi,komposto vs türü şeyler hariç her şeyi çatalla yiyorum ben.

Pilavı kaşıkla yersem sırf yağ yiyormuşum gibi hissediyorum, kesinlikle çatal.

Kibar olmam gereken yerlerde bıçak :) evde fln Allah ne verdiyse dalıyorum yemeklere.

*utanmasam makale yazacakmışım, uzattıkça uzattım nokta

bir tek çorba ve yoğurt gibi çok sıvı şeyleri kaşıkla yerim. diğer sebze yemekleri dahil her türlü şeyi çatalla.

iki saattir konuşuyoruz bir kere çubuk demedik.

çatalla her zaman.

çatalla ama çok aç olursma kaşıkla.

çatal ve bıçakla...

sol elimdeki çatalı pilava daldırır, sağ elimdeki bıçakla dengeler ve öyle yerim.

edit: solak değilim.

çatal ve kaşıkla yiyorum ben. sonlarını da tabaga kafamı daldırarak.

sadece pilavsa psikolojik olarak çatal.

fakat üstünde altında bişeyler varsa (kuru vs) elim kaşığa gidiyor.

yemekler çatalla yenir.

uzak doğu restoranlarında çubukla yerim

çatalla
uzakdoğu usülü yağsız değilse çubukla yenmiyor.

kaşık

30 yaşıma kadar çatalla yedim, bıçakla destekledim. sonra dedim napıyorum ki amk. babam gibi kaşığı denedim müptelasıyım.

"pilava kaşık saplamak"
"pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" gibi ananevi söylemler ve deyimler dikkate alındığında kaşıkla yenmesi gerektiği sonucu çıkarılabilir. Günümüzde ortaya çıkan gereksiz kibarlık tüm işlerimizi zorlaştırıyor maalesef. Ben kaşıkla yiyorum, kibarlıkla bunun bir ilgisi de yok bence.

Çatalla. Zaman zaman kuru fasulyeyi bile çatalla yerim.

nerdeyse her yemeği çatalla

Sadece corba kasikla yenir. Bakin icilir demiyorum:) geri kalan hersey icin cataldir.

iş tecrüben yoksa bin tane sertifikanda olsa kendine iş zor bulursun. şöyle ki; artık gerçekten büyük işletmeler de konuya uyandı ve akademik kariyere gerçekten bakmıyorlar. eğer satış pazarlama aramıyorsan, onlarda prezentabl eleman aramıyorlar zaten.

yani; backroundda çalışacak elemansan, rakibin daha çoktur. ve okumadığı halde konunun senden çok daha fazla uzmanı kişiler olacaktır. ve belkide senden daha az maaş isteyecektir.

bir an evvel "kariyer" yapmalısın. çalıştığın yerleri çoğaltmalısın.

rounded rectangle ile güzel başlamışsın ama ctrl+t ye basıp onu alttan büzmek aklına gelmemiş?

ctrl+t, herhangi bir alt köşesinden tut; shift+alt+ctrl tuşlarıyla aç, sonra yarısını kes.

sonra gene ctrl+t ile uzatıp kısaltabilirsin.

kalem ile üstünden çizsen de olur.

www.hepsiburada.com

tatil yemleri var onları araştırabilirsin

komşuya verebilirsiniz?

4 gün dayanamaz hayvan. otomatik yemleme makineleri var ama en iyisi bir komşuya veya arkadaşa anahtar bırakmak... Günde 1 defa yem verilse yeter...

bayram tatilinde biz bizimkilere (2 tane vardı) bol yem attık ve gittik. 6 gün ölmedi.

solaklık toplumumuzda ibnelikten daha anormal bir şeymiş gibi görülüyor. hurafi islamında bunda büyük etkisi var. ve toplum seni normalleştiriyor küçüklüğünden itibaren.

velhasıl evet, olabilirsin. ama kesin değil tabi.

askerde hangi deneyle nişan gözün sol çıktı la :)

Ya onun bi testi var hani tipci değilim elbet ama oyle ufakca bi deney yapıyorsun. Uzakta kendine iki gözün acikken bir hedef seç ve sag yada sol bas parmağını o hedefin ustune götür. Sırayla sag gözünü ve sol gözünü kapat. Birisinde hedefden kayıyor birisinde kaymıyor kaymayan gözün hedef gözün hadi hayırlı olsun ;)

@spica şimdi anlatınca aklıma geldi. hatırladım o olayı.

benim de öyle ya. küçükken solakmışım babam sonra zorla sağa alıştırtmış. yazıyı sağ elle yazarım ama taş atacaksam solla atarım. hatta normalde sağ kolum daha güçlü olmasına rağmen yumruğu da solla atarım. öyle yarım yamalak kalmış. belki senin de küçüklükten değiştirmişlerdir böyle.

Olurduk.

niye olmayalım?

Neden olmayalım?

siyahiyi geçtim, esmer bir kadın bile çok uzak geliyor bana. şu anki sevgilim beyaz tenli. ve gelecekte başka sevgilim/sevgililerim olursa onlar da beyaz tenli olmalılar. kadın dediğin beyaz tenli olur.

ben olmam

başta çekici gelmezdi tabi ama baktın kafa uyuyor, ne diyeceksin, sen zencisin mi diyeceksin kıza? rengine göre sevgili mi seçilir olum gömlek mi lan bu

joel +1

kızın nefes alıp almadığına bağlı olarak değişir:)

okumadım ama, pilli değilse fükbadi olabilü.

sevgili olmazdım.

siyahiyi geçtim, esmer bir kadın bile çok uzak geliyor bana. şu anki sevgilim beyaz tenli. ve gelecekte başka sevgilim/sevgililerim olursa onlar da beyaz tenli olmalılar. kadın dediğin beyaz tenli olur.

2 hafta öncesine kadar ben de böyle düşünüyordum. ama esmerlerden de güzeller çıkabiliyormuş.

arkadaş olurum. sevgili konusunda emin değilim ama olabilir belki. bu ırkçılık anlamına gelmiyor. çekicilik anlamında. ama çok çekici zenciler de olabiliyor.

nefes alsın yeter.

Bembeyaz carsafa cirilciplak yatirdiktan sonra soyle geriye cekil bi bak.. O zaman ne kadar super bi karar verdigini anlayacaksin.

Daha güzeli mi olur :) Ayrıca zenci nedir hocam ya nigga diyeydin...

hayır. ne kadar temiz olursa olsunlar bana pis, hastalıklı gibi geliyorlar.

-bana mı denk geledi bilmiyorum ama kıbrısta tanıdığım zencilerin erkek/kadın pis olmak gibi özellikleri vardı
-kadınlarının vücutları çok orantılı
-kokuyorlar malesef kullandıkları yağdan ya da başka bir şeyden olabilir palm yağı kullanıyorlar bol bol yemeklerde
-tenleri pütürlü ayrıca kilo alırsında çatlaklar olurya ona benzer kılcal çatlaklar oluyor kalçalarında
-nijeryalıların kadın ve erkeği iğrenç(kendini beğenmiş oluyorlar) gine gana o civarların kızları iyidir
-genelde ırkçılık konusunda çok takıklar yani haklı olduğun bir mevzuda bile ben siyahım diye böyle oluyor bööyle davranıyorsun mantığına sığınıyorlar ki cok sinir bozocu bir şey
-avantacısı boldur
-yatakta turk kızına gore full+full kazaklara gore idare eder diyebiliriz
-genel kültürleri iyidir sohbetleride öyle sadakat olayı super ilginctir tek eslilikle fazla ilgileri yok zaten namus anlayıslarıda bi rgarip misal musluman bir afrikalının dusuncesini yansıtayım bir kız muslumansa basını kapatmalıdı ryoksa o kısı ahlaksızdır fakat bır kız basını kapatsada kapatmasada 16 yasında sevgılısıyle ılıskıye gırmesı normaldır dınende sıkıntısı yoktur gıbı bır kafa var adamlarda.

sevgılım olmadı ama yatak arkadası evet.

Yani ilişkiye girmek isterdim ama sevgili olma konusunu bilemiyorum. Tanışmak, kafaların uyması falan lazım. Amerikan filmlerinde hep kezban tavırlarla tanıyoruz zenci kızları. Böyle kavga edip, kıçını bir yana çevirip durmadan laf sokmaları erkeği kontrol etmeleri falan... Ama cinsel olarak çekici geliyorlar.

olurdum.

açık söyleyeyim evlenirdim bile

olurum çikolatayı çok severim

zenci değil de esmer tenli hatun takıntım var.
şu yaşıma kadar (26) sevdiğim tüm kızlar esmerdi, beni sevenlerde. büyük konuşmak istemem ama bir gün evlenirsem esmer bir hatun olacak.

hayatta isim olmaz diyenlerdendim afrikada uzun sure kalınca bir hos gozuktuler inanamazsın.buyuk konusmamak lazımmıs.

Şu anda aşık olmasaydım belki olabilirdim neden olmayayım. Ha sevgili olursun da ailen buna nasıl bakar orası bi mesele. Kendi değil ama arkadaşlarımın tecrübelerine bakarak söylüyorum ki halkımız alman da gavur, japon da gavur, zenci de gavur demiyor. Biz ne kadar ırkçı millet değiliz desek de ailen sevgililiğe hele de bi evlilik olasılığına 40 yıllık nazi gibi tepki verirse şaşma. Alman yabancı oluyor, zenci 7 kat yabancı oluyor.

ciddi öz güven lazım hocam. gittiğin her yerde bakışlar sizde olacak bir defa. ayrıca zeni bir kadınla beraber olduğun zaman, normalde sana yüz vermeyen kadınlar dolacak etrafına. noluyoruz lan diyeceksin.

bir de zenci olduğu için herkes yazacak hatununa. kıskançsan çıldırabilirsin. herkes gözlerinden önce kalçalarına bakacak hatunun "zenci poposu" meşhur ya, nasıl yapıyosun yetebiliyo musun muhabbeti olacak. bi ton mevzu olacak yani.

bunlara göğüs gerebileceksen olursun, neden olmayasın. 6 ay kadar bayağı gündüz feneri bi sevgilim olmuştu boyu falan da benden uzun (ben 184 üm). yaşadığım sorunlar sadece sosyolojik velhasıl. siyahta olsa insan nihayetinde.

olunur niye olunmasın hatta süper olur.

ayrıca zenci kelimesi hakaret değildir

kendi kendinize kıçınızdan hassasiyetler uydurmayınız.

duzenli olarak oluyorum. super fizik relax tavirlar iste benim bayildigim kadin tipi

Amerikalı zenci bir kaç hatunla ilişkim olmuştu daha önce. Diğer ülkeleri bilemem ama denilen gibi kokma vs. durumlarına hiç rastlamadım. Kendilerine çok iyi bakıyorlar genelde. Bunda birisinin elektrik mühendisi olması, diğerinin de model olması da etkili olmuş olabilir tabi.

niye olmasın?

Benim oldu. da soru niye?

28 gun sonra, 28 hafta sonra.

paranormal activity olmaz dimi? aslında tam o olur bence ama.

bir de ille de gerilim mi olmalı? misal idiocracy var gerçekten tam mantık çerçevesinde ama gerçek dışı. aynı şekilde faq about time travel da öyle. bunlara bir bak derim.

melancholia
another earth
moon

tarzi filmleri kastediyorsun heralde. "drama / sci-fi" filmleri boyle oluyor yani.

edit: "children of men" filmi de güzel bir örnek mesela

the man from earth
bence tam senin aradığın film.

(bkz: the fall)'u bir izle, dönüp teşekkür edeceksin ;)

(bkz: the fourth kind)

Mr. Nobody

(bkz: fringe)

dizi kendisi gerçi ama.

sucker punch

incendies yumruğu çakar suratına....tavsiyedir..

The prestige

Allegro
Cafe de Flore
Reconstruction
Dark Horse

Abiler pokemondan daha popüler şeyler söylemezseniz daha yapıcı olur.

vicky christina barcelona

www.imdb.com

one day

the road.
hachiko.
children of men

A moment to remember (kore aşk filmi)

Hacılar aşk maşk yok ya. İzledik de seçtiğimizi izleyemedik malesef. Melancholia'yı izledik. Güzel film ama yani daha farklı bir şey olsaydı iyi olurdu.

birinci fotoğraftaki efekti bulamadım :)
ama ikincisini replace color ile yapabilirsin.

ilk fotoğraftaki olay tümüyle çekim. sonradan rengini ve kontrastını arttırıp gölgeye azıcık mavi eklemişler.

ikincisi vintage denilen efekt. internete vintage action yaz zibil gibi çeşit çeşit bulursun.

1. fotoğtafın efektli olduğuna emin misin? bana güzel ayarlanmış bir ışık ile çekilmiş fotoğrafın ham hali gibi geldi.

2. fotoğrafı da photoshopta bir sürü şekilde yapabilirsin. burn tool, renk ayarından kırmızı ve sarı yoğunlaştırarak, hue/saturaiton gibi araçların biri veya bir kaçını karıştırarak yapılmış olabilir. sadece instagram da olabilir.

maddiyata dış görünüşe önem vermeyen var mı hacı ? varsa da ninem gibidir. yaş kaç bu arada ? bunlar ergen tripleri

belkı de ınsanların ne oldugunu anlıyorsun bunun ıcın kendıne kızma. cogunlugu kadınların da erkeklerın de sahteler. nasıl boyleler bılemıyorum ama oyle.
sadece su an ıstırahattesın, gözlemdesın ne dersen.
sevecegın ve sevılecegın gunler de gelecektır. o kısıyı bulunca da anlayacaksın zaten. sadece akışa kendını bırakmak gerek uykusuz kardeş.
senı hıc sevmem biliyosun ama sen de hakedıyorsundur be sevılmeyı...

bi kere mantıklı olmalıyım kasıntısını falan birak muhabbetlerde. saçmala yahu. yapmaycağın şeyleri yap inan çok değişiyor insan. ne bileyim yolda çevir birini abuk subuk bişey sor. özgüvenin gelir açılırsın rahatlarsın işte. ne bileyeim biraz uçuk kaçık şeyler yap.

Ön yargılı olmak da ne be. git tanı önce. belki sen de dışarıdan nasıl görünüyorsundur kim bilir, ama özünde iyi biri olabilirsin falan filan. bu saatin neyi varmış değişirsin. hem de öyle bi değişirsin ki sen bile şaşırırsın

teselli vereyim, en azından bu konuda yalnız değilsin. tonlarca yalnızız biz aslında.

Zaman zaman aynı şeyleri ben de yaşıyorum.Hatta itiraf ediyorum, zaman zaman değil çoğu zaman durum böyle.

Ama senin de biraz emek vermen gerekecek.Sevmediğin/sevmediğimiz insanların bir annesi, babası, çocuğu, en yakın arkadaşı, sevgilisi var.Yani o insanları deli gibi sevebilen birileri var dünyada.Birde bunlar insan, hepimiz insanız.İtici yanlarımız var, iyi olduğumuz noktalar var.Bence kötü taraflarını yok sayıp içlerindeki iyiliğe ulaşmayı denemen lazım en azından.Biraz zorlayınca bulunabiliyor.Sadece bir güleryüze bakar.Gerçekten güleryüze, halini hatrını sormaya bakar(her ne kadar umursamıyor olsan bile)

Tamam haklısın, bir çocuk var.Berbat, yalaka, ikiyüzlü, gıcık, çok konuşuyor vs.Bir kız var aşırı kezban, yalancı, dış görünüşe takılmış.Çok aşırı sinir olduğun insanlarla muhabbet etmeyebilirsin ama ufak sebeplerden insanlardan kaçamazsın.Evet bende öyleyim, kaçmak istiyorum ama böyle yaparsak etrafımızda hiç kimse kalmaz.Eminim, tek bir adam bile kalmaz.Bazen kendimizden ödün vermemiz gerekiyor çünkü biz de mükemmel değiliz.Zaten demişsin, muhabbetim çok iyi diye.İnsanları tersliyorum diye.İnsan olmak böyle birşey.

Yazını tekrar okudum da, direk kendimi gördüm.Bak mesela biz bile buluşsak birşeyler yapsak birsürü hoşumuza gitmeyen tarafımız vardır.Ama elden birşey gelmiyor.

Bunun yanında, gerçekten şeker gibi insanlar da var.Yukarıda saydıklarımın hiçbirini yapman gerekmiyor onları sevmen için ama sayıları çok az.

Neyse

Kendine iyi bak.

ben de öyle sanardım 5 sene öncesine kadar. bir açıldım. önünü alamadık :) resmi olarak 3. ilişkime başladım şu an hatta. 5 sene önce üni. 2. senemdeydim. gerçi hala üni.deyim ama o başka mesele.

sonuç olarak, yalnızlık elbet bitiyor.

dünyada milyarlarca insan var, emin olun sizi sevecek insanlar da çok fazla bu sayının içinde. doğru zaman doğru yer, tesadüfi olarak başlıyor her şey. sonra bir bakmışsınız, zamanında o kadar peşinden koştuklarınız anlamsızlaşmış, özgüven dolmuşsunuz. özgüven iyidir, kasmadan konuşmak iyidir, kendiniz olmak iyidir.

dans etmeyi dene

maddi durumun iyiyse tırmanış, maddi durumun ortalama veya kötüyse trekkinge sar. vur kendini doğaya. insandan sana hayır yoksa, doğadan var. avlan, kamp yap.

zamanla kendin gibilerle tanışırsın zaten.

Boyle dusunmene gerek yok.
Zaten hep yalniz kalacagim derken "o" seni buluyor. Bu boyle gitmistir hep.

olur o is.

olmaz o iş.

çok güzel sevişilir.

sanki evleneceksiniz amk. sevişin gitsin.

kafalar denk dıyorsun, sana ınanıyor ve olur dıyorum.

insanların fikrini merak ettim sadece. alınmayın olm, siz de bulursunuz bitane

kız o yaştan sonra ciddi düşünme modundadır, muhtemelen evlenecek adam arayışındadır. erkekse takılırım bir süre modundadır. eğer kızın da kafasında evlilik yoksa olur. çünkü erkeğin evleneceğini zannetmiyorum.

ne için soruyosun? ben 22 yaşındayken 28 yaşında bi hatunla takılıyodum. oluyo olmasına ama amaç ne o var işte.

cinsiyet: erkek

kısa sürer o iş

kafa denktir de hangi açıdan denktir.
bu çift iyi sevişir, ama hayat bakışları, algıları belli başlı noktalarda ciddi farklılıklar gösterir.

lan ben 35 yaşındayım sevgilim 22 yaşında. yaş farkı diye bir şey mi var. saçma sapan kaygı, mutluluğa engeldir.

30 yaşında bir kadınım, hiçbir ilişkimde evlilik muhabbeti yapmadım. ilişkilerime çok değer verdim, güzel olmalarına gayret gösterdim, ancak "ciddi miyiz? evlenecek miyiz?" kaygısı yaşamadım. arkadaş çevremde de benim gibi olan çok fazla sayıda insan (kadın ve erkek) var. tam tersi de var evet, benim diyen kadından daha fazla kafa sken, evlencek miyiz diye yapışan erkek de bir o kadar fazla. dolayısıyla kıt yaşam tecrübeleriniz ve sığ bakış açınızla edindiğiniz şablonlara göre insanları yargılamayın.
"kadın büyükse evlilik düşünüyordur, musallat olur" ya da "güzel sevişiodur takıl hacı" yazanlara aldırmayın. erkeğin büyük olması sorun olmuyorsa kadının da olmaz. iyi anlaşıyorsanız, birbirinizi seviyorsanız gerisi boş. güzel bir ilişki yaşar ve ilerde evlenmek isterseniz o da sorun olmaz emin olun.

çevresinde aklı evvel abazan arkadaşları varsa erkek arkadaşınızın sizinle olgun kadın fantezisi yaptığını, ya da yalnızca seks odaklı bir ilişkiniz olduğunu düşünecektir. işte bunlara da gereken cevabı verecek olan sizsiniz, aldırmayacaksınız, uzak duracaksınız bunlardan. akıllı ol diyeceksiniz, şş aloo diyceksiniz. neyse sinirlendim ama sona doğru cıvıdım, iyi günler dilerim :)

not: hayatımın en güzel ve olgun ilişkisini benden 5 yaş küçük bir erkekle yaşadım. 4 senemizi birlikte geçirdik. pişman değilim, arz ederim.

muhabbetimiz gayet iyi, aramızda yaşla ilgili bir sıkıntı da yok. cevaplar için teşekkür ederim

28 yaşında bir kadın ile 23 yaşında bir erkeğin kafaları denk ise biraz sıkıntı var gibi.

erkek zaten geç olgunlaşan bir tür. 23 yaşındaki bir erkek olgunluğunu tamamlamamıştır muhtemelen. okuyorsa üniversitededir, okumuyorsa da çalışıyordur yıllardır...

okuyorsa: toydur, hayatı tam olarak algılayamamıştır.
çalışıyorsa: muhtemelen zor dönemler geçirmiş ve dünyanın renklerini az da olsa ıskalamıştır.

kadına gelirsek: 28 yaşında bir kadın ya ayakları yere sapasağlam basan bir adam ister kendisiyle ilgilensin diye; ya da egosunu ve bedenini okşayacak heyecanlar arar.

Not: yukarıdakiler fazla sığ yazılmış şeyler gibi gelebilir. genelleme elbet yanlıştır ama gözlemlediğim ve deneyimlediğim durumlardan oluşmaktadır.

Not 2: Dikkatimi çeken şey madem kafalarınız denk, ne demeye sorarsınız ki böyle bir soruyu? genel kanı olmaz derse vaz mı geçeceksiniz? ya da olur çıksa genel kanı, hadi başlayalım mı diyeceksiniz?

@sx ağır türklük var sende

evet genel kanı olmaz derse vazgeçeceğim

anlaşabiliosanız yaş farkınn pek de bi önemi yok bence.. nice kızlar var 25 yaşında akıl fikir 15de kalmış ergenler gibi davranıo.. yani demem o ki arkadaşım seviosanz anlaşıosanız ve sen bu ilişkide karşınıza çıkacak her türlü sorunun arkasında durabilirim ben diyosan olur o iş..

kızın gözünde aptal konumundasın muhtemlen. konuşamayan heyecanlanan tipleri kafadan silerler. boş da değildir o hatun. sen önce konuşmayı öğren normal olarak kız arkadaş edin.

konuşacaksın arkadaşım. yok heyecanlanıyorum falan geçiceksin bunları. ona söyliyceksin, normalde heyecanlanmam ama seni görünce elim ayağım titriyo çok seviyorum seni ben diyeceksin. anlatacaksın bunları.

yapamıyosan içeceksin öyle yapacaksın. yok yakınlaşayım da bilmem ne, ömür geçiyo lan. sen yakınlaşıcam diye başkası gözünün önünde yer kızı üzülürsün sonra. hadi canım; cesaret cesaret cesaret.

heyecan problemini yeneceksin en başta. bu kesin.

kıza da hoşlandığını pat diye söyleme. git önce tanış. konuşmaya başla. ne olursa olsun. ders notu olabilir. sınavlarla ilgili soru olabilir. onun zamanını sen ayarla. yani 10 kişi ordayken direk kıza yönelme. arkadaşlarıyla da konuş ayrıca. bir tek ona yazarsan olmaz o da. sonra konuşmanın dozunu arttır. sohbetler falan başlasın tabi. özellikle üst sınıf olduğun için onların gelecek dönemde görecekleri şeyleri anlatırsan ağzına baka baka dinlerler. işte böyle muhabbeti kur. Daha sonra samimi olunca hoşlandığını belli edersin. Baktın olumlu gidiyor açılırsın falan.

bir iki haftasonra ders notlarını temize cekicem defterini bir gün ödünc alabiliriyim bahanesini kullan , bu bir iki haftalık sürecte kızın gözünün önünde mümkünse arkasında önünde 2 yanında falan otur. defteri aldıktan sonra gece gercekten notları temize cek ( + puan alırsın ) ertesi günde tesekkur et iade et cok makbule gecti de kahve içmeye davet et ama kantinden ısmarlama kahveyi (:

ona kucuk surprizler yap.

Kız soğuk davranıyorsa ne diye zorluyorsun? Boş ver. Başka kız bulursun.

son soruna cevaben; evet karşımda kekeliyorsa tabi ki anlarım ama anlamamışsam sen de anla ki kız sana ilgisiz.

ama it gibi heyecanlanıp da bunu belli etmemeyi becerebilirsin. bunu için kalp atışlarını duyabilecek kadar sessiz bir ortamda bulunmamalısınız.

hanimiş benim sincabım? hanimiş benim tırtılım?? bu ne yaaaa? biraz yırtık ol koçum, pij ol biraz, ama abartma. kibirli ol, burnundan kıl aldırma ama abartma. siktir mi yedin? hiç sıkıntı yok, amlı dolu dünyada. ölüm mü var ucunda amk. yüzünü karart ve o kızla çok samimiymişin gibi konuş, espri yap, dalga geç hatta ama abartma. o kadar rahat ol ki, kız etkilensin. öyle utangaç mıy mıy takılırsan üni. hayatın boyu sağ elin ile uyumlu bir birliktelik içine girersin. hadi bakayım, git ve o kızı ayarla dostum. tolk hör layk e çempiyın.

zor işler bunlar. tenhada görürsen niyetini belli et başka türlü zor sınıftan hatun kaldırmak.

ankara kedisini bilmem de kedi karakteri işte.sevdirmiyosa hiç sevdirmez.sevilmeyi sevmiyodur.bizim bi kedi vardı öyle ellerimiz hep tırnak iziydi.sevmeyelim diye buzdolabı üstünde uyuyodu.

yavruyken normal.
çok üstüne gitmeyin sevmek için.
bu sefer hep kaçar.

1 yaşına doğru giderken daha düzgünce ilişki kurmaya başlarsınız, şu anda çok bebek.
ama belli ki kucak kedisi olmayacak, o kadarını söyleyebilirim.

Sevdirmiyorsa yapacak bir şey yok. Hayvanı rahat bırakacaksınız. Ha tabi üzerinize saldırıyorsa, ciddi ciddi zarar veriyorsa, veterinere göstermekte fayda var.

Ben bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Ergenlik döneminde kedicik. Büyüdükçe karakteri de oturacak ve daha uysal bir kedi olacak. Belki yine sevilmekten hoşlanmayacak ama garip davranışlar sergilemeyi bırakacak.

İmkanınız varsa bir kedi daha alın. Hazır küçükken soğuk nevale olmaktan kurtulur, biraz oyuncu olur. :)

öncelikle tırnaklarını kesmeyi öğrenmen lazım, bi bilene danışın tabi bunun için. keidye gelince evde 1 yetişkin 4 yawru var şuan hepsinin huyu farklı,kimisi kucaktan inmez kimisi hiç sevdirmez, o ısırmalara falan da takılmayın uyumadan önce öyle atraksiyonları seviyolar

genelde sağır ve başına buyruk olurlar.
kulakları duymuyorsa (benim samimi olduğum bir tanesi insan ciyaklaması gibi çok yüksek frekanslara tepki veriyordu sadece) normaldir.

hayır sağır değil.

olabilir; yani doğal olabilir. çünkü kedibebeklerin en oyuncul ve maymuncul oldukları dönemlere girmiş bulunmakta kediniz. esasen 1 yaşına kadar hoplamak, koşmak, zıplamak, ısırmak, saklanıp saldırmak istemesi normal.
ısırmasını durduramazsınız ama tırnaklarını düzenli olarak keserseniz, deriniz çiziklerle dolmaz. ilk önce veterinere götürüp, öğrenebilirsiniz. sürekli mama aldığınız bir veteriner varsa onlardan rica edebilirsiniz size göstermesini. ama mutlaka tırnakları düzenli kes(tir)in.
ben çok oynuyorum kedilerle. herhalde tecrübesiz olduğunuz için, ona uyum sağlayıp, onunla oynamayı denemiyorsunuz. kucağınıza alıp sevmekten daha eğlenceli, denemelisiniz. çıkardığı sesleri, tavırlarını, kedi canlısını öğrenmek için temel zaman.
bir süre ona uyacaksınız, sonra o da size uymaya başlayacak.
@blatta hiberna'nın dediği gibi ilerde kucak kedisi olarak hayatına devam etmeme ihtimali yüksek bir kediniz var.
ama hayvanı sevmek için sıkıştırmayın, kediler bundan nefret ederler.

hocam 3 aylık dıyorsunuz daha oyun cagı. suana kadar 19 kedı bakdım. hepsının karakterı farklı basımdan gecen bir olayı anlatayım; ilk kedim 2 yavru dogurmustu bunların 1'i cok sakin bir hayvandı kendini sevdirirdi. digeri hep oyun oynamak ısterdı tırmalardı falan benımde hosuma gıderdı.o sekılde alısırdım hepte oyle kalsın isedim acıkcası 5 ay boyunca ellerim dediğiniz gibi tırnak izi içersinde kaldı ama 6-7. ayda havan diğer yavru gibi oldu oda sakinleşti.kedinin karakteri ve sizinle ilgil birazda bekleyin 1-2 ay daha o zaman içerisinde oyun oynamak ısterse bıraz elinizi çizdirin derim sonradan sakinleşiyorlar 4*5 kedım bu sekılde hareket etti hiç hırçın kalanına denk gelmedım.

aynısı bizim kedimizde de vardı. çok hırçındı, sürekli ısırıyor, tırmalıyordu. çok şiddetli değildi ama oynayınca sinirlendirince bazen dişini fazlaca geçiriyordu. ta ki anne olana kadar. 3 tane yavrulayınca bütün hırçınlığı kesildi.

dişleri kaşınıyor öncelikle. ve kendinden başka bir ırkla beraber yaşıyor. daha 3 aylık, agresif olması normal. ısırmak mı istiyor? bırak ısırsın yada ısırabileceği bir oyuncak al.

kediler sen sevmek istediğinde genelde ısırır zaten. ısırmaması için onun sana sevilmek için gelmesini beklemelisin.

tırnaklarını kesmelisin, tırnakları kesilince agresiflikleri kaybolur.

sakın kızıp bağırma, sakın müdahale etmeye çalışma. bazı yasaklar koyman gerekir evet, ama huyla alakalı kısımlarda karışmamalısın. gece olup sen uyuyunca bütün yasakları deler zaten o; önüne gene geçemezsin.

o bir birey, öyle düşün.

evet.. yasaklayınca gizlice yapıyorlar...

Bende de ayni sorun var. Uc aylik ve herkesi isirip tirmaliyor. Bazen bizimle mutlu olmadigini dusunuyorum. Dogaya birakmayi dusundum kiyamadim.

gayet uygundur.

canon, nikon gibi marka takıntılı başlama fotoğrafa. tamam canon ucuzdur, ancak ben niye böyle çekemiyom yaaa dedirtir.

git bi sony al, veya samsung al. full otomatik bütün teknolojik nimetlerden faydalan.

çağın gerisinde kalma.

Benim kızım bu:) Kesinlikle mükemmel alet al üçe beşe bakma

bedava d40 iyidir.

bir kaç gündür gayet iyi. şu anda da çok sıcak ama sabah yağmur çiseliyordu.

ben bu mevsimde bir yere gidecek olsam pantolon ,tişört, spor ayakkabı tercih ederdim. yanıma da bir mont alırdım.

Bir kaç gündür gündüzleri gayet sıcak, geceleri serin oluyor. Temkinli gelmenizde fayda var.

gündüz şort- tshirt, akşam pantolon-tshirt-gömlek giyiyorum.

akşamları serinleşiyor dikkat et bir anda çarpar üzerine alacak bir şeyin olsun yanında

gündüz çok sıcak, gece çok soğuk, arada yağmur çiseliyor. her türlü hava koşuluna uygun gelin. grip salgını da var bu arada haberiniz olsun.

gece ve sabah erken saatler oldukça soğuk olur. ona göre giyinin.

erken saatler montla dolaşıp öğle vakti donla geziyoruz.

1. ankara'yı ankara yapan 1 nolu şey havasıdır.

2. ankara'da hava semtten semtten hayvan gibi değişebilir.

3. aynı semtte saat - dakika ile hayvan gibi değişebilir.

4. ankara karasal iklimin kitap karşılığıdır.

5. bence türkiye'nin en büyük sorunu başkent ankara'dır. bir de değişmez madde. havası bu kadar sert ve yıpratıcı olan bir başkentten kime ne hayır gelir.

6. ama yine de ehh bu günlerde hava iyi. öğlen tişörtle geziyor insanlar.

7. bence bu yazdıklarımı okuyan her ankaralı kıs kıs güler ve adam haklı der.

parfümün sahteliginden süphe ediyosaniz parfümün türkiye temsilcisine bildirin durumu.

parfümün kaliciligi günden güne degismez, yani ilk gün iyidir sonra kötüdür diye bir sey olmaz. eser miktarda degisim olabilir, o da kullanim seklinize göre günes altinda birakirsaniz icindeki yogunlasirsa icerde filan.

ben bahsettiginiz ilk bikac gün kalicilik iyidi sonra bozuldu, önünü alamadik kismina takildim, bu sahte parfümde olsa kolay kolay olmaz cünkü.

Aynen katılıyorum, hepsiburada.com dan almış olduğum 2 parfümden biri sahteydi sanırım, emin değilim ama.

Birkaç ay önce indirimde görünce gucci guilty aldım hepsiburada'dan. Uzun süredir kullandığım bi parfüm. Ancak gönderdiklerini parfümün kokusunun orjinaliyle alakası yoktu, güzel dahi kokmuyodu hatta. Sonra hepsiburada'ya mesaj atıp geri gönderdim ürünü, cevap dahi vermeden paramı geri iade ettiler. Artık sahtemi, eski ürünmüydü onu bilmiyorum ama bir daha internetten parfüm almam.

kendi soruma cevap vermiş gibi olacağım ama itüsözlükte bir arkadaş hislerime tercüman olmuş ben 110 tl vermiştim gerçeği :(

-alıntı-
ben yandım eller yanmasın. ürünü hepsiburada.com dan sipariş etmiştim. başka bir yerden almış olsaydım sahte olduğundan kesin emin olacaktım. ama hepsiburada.com olunca şimdilik şüpheleniyorum. öğlen deodorantı ile birlikte en az 15 defa üzerime boca edip çıktım. hiçbir allah'ın kulu ya ne güzel parfümmüş demelerini geçtim parfümü farkeden tekbir kişi bile çıkmadı çünkü piyasadaki 20 liraklık parfümler kadar bile kalıcığı yok. burnum mu alıştı diye düşündüm dayanamayıp arkadaşlara sordum yorum aynen şöyle. çok az bir parfüm kokuyor. 160 liraya aldığıma kimse inanmadı. şimdi bu parfümü bana büyülenmiş gibi tavsiye eden arkadaşı arıyorum. bulur bulmaz deodorantıyla birlikte bir yerine sokacam çünkü evde gördükçe moralim bozuluyor
-alıntı-

abi ayni parfumu yaklasik 6 aydir kullaniyorum. arkadasim yurtdisindan getirmisti. ben de dedim neresi kalici lan bunun?
yok kalici falan degil o. parfumde sorun var. icin rahat olsun.

parfüm olayını bilemem ama hepsiburada'dan her şey beklerim.

1. ekşi'de birisi yazmıştı kulaklığın kenarı sarı imiş. kullanılmışı geçtim bir de pis kullanılmış.

2. koşu bandı aldık. bir süre sonra araz yaptı. içini kontrol kısmını açtı adam dedi içine bir şeyler dokmüşsünüz kola gibi. yok dedim. teşhir ürünümü dedi hepsiburada'dan aldık dedim. harbiden de panelde avuçiçi kadar kola - reçel kalıntısı gibi bir şey vardı.

artık protein7.com pilburada.com kozmedshop.com haricinde (gittigidiyor.com ehh) dışında alışverişi kestim.

hele hele hepsiburada.com asla.

ayrıca kullanılmış ürün dışında şahsen yaşadığım sorunlar da cabası.

ayrıca internetten alışveriş bence gayet depresan.

evden çıkmamak, pazarlık yapmamak, kapıya gelmesini beklemek, görmeden almaya alışmak... psikolojik olarak çok zararlı bence.

dışarı çıkın pazarlık yapın yürüyün terleyin 2-3 geyik yapın tartışın gelin.

hepsi burada sadece tedarikçi/aracı olduğu için, gayet mümkün.

tabiki satabilir adı üstünde hepsi burada !!

bursa maalesef biraz sıkıntılı bu otel konularında. öğretmenevi var merkezde orayı arayıp fiyatları sorabilirsiniz.

Bursa'yı böyle bilmezdim ben ya, çok şaşırdım yazdıklarınıza. Bakıcaz artık bi çaresine

Booking.comu deneyin.

bursa böyle değil zaten, senide bursayı böyle bilmemen gayet normal. arkadaşlar tamamen saçmalamış.

3 yıldız ve üzeri her türlü hotelde istediğin kişiyle istediğin şekilde kalırsın sorun olmaz. zaten bu 3 yıldız konusuda bursa'ya özgü değil 2 veya daha alt sınıf hoteller için istanbul'da da sorun yaşarsın başka bi şehirdede. (bodrum vb. yerlerde ki pansiyonlar doğal olarak istisna).

öncelikle lokasyon önemli mi ? ben bizzat tecrübe ettiklerimi ve memnun kaldıklarımı söyleyeyim heykel'de tiyatronun orada efe hotel 3 yıldızdır, muhteşem bi terası var kahvaltı orada veriliyor. odaya şarap vs. bilimum ikramda bulunurlar asla sorun yaşamazsın. 180 tl gibi bi ücreti var.

kent meydanı'nın yanında, ben geceleri kat3'te takılırsam burayı tercih ediyorum central hotel var kesinlikle sorun yaşamazsın defalarca kaldım aracını kapıdan alırlar, araç yoksa taksi vs. her türlü yardımda/teklifte bulunurlar hotel ortalamanın üzerinde kaliteli lcd tv vs. lobiside gayet şık bunların bahçesi var acaip keyifli bi ortam. ayrıca lobide barda bulgaristan göçmeni kırık bi kadın çalışıyor dışarı çıkmaz orada takılırsın neşenize neşe katar.

uzatmayayım dediğim gibi 3 yıldız ve üzeri olucak almira hilton şu bu vs. cep yakmayan dediğin için zaten hiç saymıyorum.

yinede hotellerden tedirgin olur ve biraz daha ekonomik bi seçenek tercih edersen mahfeli 50 metre geçince çınarın önünde metro turizm ofisinin üst katında korkmaz emlak var, arkadaşın adı ibrahim o binanın tamamı onlara ait eşyalı günlük kiralık 6. daire'yi ben tavsiye ederim eşyalarda lüx. güvenlik açısından sorun olmaz. hatta şöyle bi güzellik yapabilirim burayı tercih edersen mesajla adımı vereyim oraya ilet daha ilgili olsunlar.

o değilde siz hangi bursa'da yaşıyorsunuz olm, daha geçen holiday inn sokak partisinde, akabinde aynı tayfa fsm'de ortalığın amına koydu bir allahın kulu'da çıkıp yan gözle bakmadı bile. ben arapşükrü'de müsait olduğum her hafta takılırım kafam iyi hatunla oradan eve sürekli yürüyerek dönerim bunun yarısı sevişme usulu olur bir kez olsun rahatsız edilmişliğim yoktur. travesti cenneti, kültürparktan tut bilimum yerlerinde gece kaldırımda iş tutan zibille fahişenin cirit attığı bi şehir için aşırı muhafazakar, %80'i bla bla dediniz ya ben daha bişey demiyom.

bursa öyle bir yer değil. 3 yıldız üzeri yerlerde sorunsuz kalırsın.

tac mahal'i görmeden gelirsen adres ver beyzbol sopamla geleyim.

geçen hafta duydum. şöyle bir yer varmış: en.wikipedia.org

görüntü pek hoşuma gitmedi.

Bir kere 3 hafta yettiğince tüm bilinen şehirlere git. Ve eğer dayanabilirsen tren'le git. Hem ucuz olur hem de neler neler görürsün.

Jaipur ve Agra'yı biliyorsundur zaten.
Bir de Rishikesh var yapabilirsen. Delhi'den kötü otobüslerle 7-8 saatte gidebilirsin.

Ulusal parklara gidebilirsin.
Bangladesh'e geçebilirsin belki.

Ayrıca birçok blog vardır hindistan'a giden yabancıların veya türk'lerin. Lonely planet'ten çok onları hatim etmeni tavsiye ederim.

İyi geziler.

en yavaş geyik en hızlı pumadan daha hızlı olmak zorunda gibi bişey vardır bi de. afirka sabahları, hele yar, hele yar..

saniyeli saliseli bir cümle lazım dostum ;)

BİR YILIN DEĞERİNİ
- SINIFTA KALANA SORUN
BİR AYIN DEĞERİNİ
-BEBEĞİNİ DÜNYAYA BİR AY ERKEN GETİREN ANNEYE SORUN
BİR HAFTANIN DEĞERİNİ
-HAFTALIK YAYINLANAN BİR DEGİNİN EDİTÖRÜNE SORUN
BİR SAATİN DEĞERİNİ
-BİR SAAT SONRA BULUŞMAYI BEKLEYENE SORUN
BÜR DAKİKANIN DEĞERİNİ
-UÇAĞI SON DAKİKADA KAÇIRANA SORUN
BİR SANİYENİN DEĞERİNİ
-KAZAYI KIL PAYI KURTARANA SORUN
BİR SALİSENİN DEĞERİNİ
-YÜZ METRELİK KOŞUDA İKİNCİ OLANA SORUN

araba yarışı oynamadıysan anlayamazsın saniyelerin, saliselerin ikinci olan için değerini.

aç bi nfs falan oyna, bir tane viraja yanlış girdiğin için 1 saniye kaybedip ikinci ol, uygulamalı anlarsın. :)

Ada Lovelace'ın yazdığı Bernoulli sayılarını hesaplayan program sanırım ilk bilgisayar programı olarak kabul ediliyor. Yıl 1843

en ilkel bilgisayarlar mekanikti, bunlarin bilinen ilk orneklerinden biri
en.wikipedia.org

bu mekanizmada dislilerin her biri kod satiri gibi calisip gunesin ve ayin konumunu hesapliyordu.

10 print "program"
20 go to 10

program
program
program
program

pause break...

bilmiyorum, ama ilk bug soyle bisey: bit.ly

belli bir amaca yönelik olarak insan tarafından oluşturulmuş yönergeler olarak bakıyosak, dokuma tezgahları için kullanılan punched card'lar heralde sayılabilir ilk program olarak.

doğal olarak ortaya çıkmış mekanizmaları da dahil edeceksek, dna bildiğimiz ilk programdır.

elektrik temelli programlama, elektrik temelli bilgisayarlarla ortaya çıkmış bir şey. o da eniac'la başlıyor heralde. flip-flop'lar transistör temellidir, ilk elektrik temelli bilgisayarlarda transistör yoktu, vakum tüpleri vardı. flip-flop veya onun işlevini gören öncül devreler tek başına program olarak kabul edilemez. fakat birçok flip-flop'un veya bu öncül devrelerin birbiriyle olan bağlantılarını belli bir amaç doğrultusunda düzenlersen, ona program diyebilirsin. nitekim eniac'ı da o şekilde programlıyorlardı. kabloları, anahtarları ordan oraya düzenleyerek.

Anladığım kadarıyla program olmadan program nasıl yazıldı demek istiyorsun.Cevabı direk 1 ve 0 larla prugram yaparkende yaptığımız iş aslında 1 ve 0 ların düziliini düzenlemek.İlk pogramda bu alle makine deliyle yapılmış sonra asembler falan gelmiş..

bugunki modern anlamadaki bilgisayarlar icin konusursak ilk program alan turing tarafindan yazildi ikinci duya savasinda nazilaerin sifrelerini kiran bir alet yapti. zaten programlarin temeli de turimnhg makinesidir. bugunki kagit uretmekten baska bir boka yaramayan akademisyen bozuntularinin aksine alan turing bu eseri daha sonra ders notlarindan toplanip kitap yapildi.

ama adam gay oldugu icin ozamanlar cok tepki cekti ingiltereden abd ye goturmek istediler ama abd gay olduu icin reddetti hormon verdiler ve sonunda oldu

sana ulaşabileceği tüm iletişim yollarını kapat. telefonunu "açma" diye kaydet(numarayı silersen yanlışlıkla açma ihtimalin var çünkü), facebook vb. hesaplarından sil yahut engelle.

aklın çelinebiliyorsa, kıza karşı zaafın var demektir. neden direniyosun ki? onu anlamadım.

Seviş geçer

gercekten senden hoslandigini dusunuyorsan dedigin gibi ders cikisi bi cay icin, kampus disina da ciktiniz mi bu is olmustur.

diş teli takıyorum notuna kadar duyuruyu ciddiye almıştım.

hızlıca büyümeni tavsiye ederim. mental açıdan.

@turk kelekom telleri geç taktığım için hala duruyorlar, ne yapayım o zaman teller çıkana kadar(6 ay) bekleyeyim mi?

demek istediğimi anlayamamışsın bile. üniversiteyi nasıl kazandın hayret.

o da üniversiteye yeni başladıysa yakında gözü açılıp çevresini genişletebilir, arayışa girebilir. bir an önce kapakla çocuğu. beraber yemek yiyin, okul dışında da görüşün. mesela bugün cumartesi, neden dışarı çıkmıyorsunuz?

@turk kelekom oha şu an anladım ne demek istediğini pardon :D

ben 'mental'in anlamını karıştırmışım tekrar çok pardon

@mentolaromaliseker varlığımdan ya da yanına oturmamdan rahatsız oluyormuş gibi gözükmüyor hiç aksine derste çok eğleniyoruz ama bana özel mi yoksa karakterinden dolayı mı böyle onu ayırt edemedim henüz, ve çok teşekkür ederim :)

keep your enemy closer :) kız arkadaşınıza şakayla karışık, ben bu çocuktan hoşlanıyorum napiyim biraz akıl versene bana falan diyin.

pinking, öyle kızlar var ki; başkasının göz koyduğu, hoşlandığı hatta aşık olduğu adam onun için tahrik unsuru.

buda o kızlardan gibi sanki. e hormonlarda tepede şimdi hepsinin gençler. o kızda motor gibi bi şey. şimdi bu gidip söylese, o peşine düşse, çocukla bunlar yatsa.

mındar olcak çocuk sonra bu bidaha sevemez de onu. içi ısınmaz.

o bu şu diye anlatımdan dolayı özür dilerim. :)

bunu yap:
(bunu yap: git: www.youtube.com

pişmanım

işinde gücünde.

hayır

okulundaki tüm kaşarlarla takılmaya başlamış halbukı cok iyi insandı benden sonra bozulmuş ahaha:)
bazı bazı pişmanım, dün rüyamdaydı kendileri.

son eski sevgilim evlendi. çocuğu var şimdi

bi tanesiyle ara ara görüşürdük şimdi şeyimde olmaz bana yaptığı onca şeyden sonra yolda gördüm boşluğa bakar gibi baktım yüzüne geçenlerde
bi tanesiyle muhabbetimiz iyiydi sevgilim oldugunu ögrenince konusmamayı tercih ediyo şuan
bi tanesi ara ara yazıyo abuk abuk şeyler anlatıyo sonra ortadan kayboluyo

bu örneklerin ilki için pişmanım resmen mallık etmişim hiç değmezmiş ama ders çıkarıyo tabii insan. ikincisi içinde olurda 26 yaşımda fln tanışsaydım tam evlenmelik kızdı :D

hiç bilmiyorum şu an sevgilisi var mı? yok mu? evlendi mi? çocuğu var mı? yaşıyor mu? vs hiç bi bilgim yok. pişman değilim. umarım mutludur :)

bildiğim kadarıyla bir dershanede hocalık yapıyor yeni sevgilisiyle ikimizin kurduğu hayalleri yaşıyor pişmanmıyım evet

ben de cevap vereyim:

- sanırım telekız oldu, pişman değilm.
- iyi kızdı da yapamadık, istanbul'da ne ettim bilmiyorum. pişman değilim ama böyle olmamalydı
- garsonluk yapıyor. pişmanım, çok emek verdim keşke evleneceğim insana verseydim emeği pişmanım.
- sanırım evde kaldı, halka açtı kendini. pişman değilim.
-diğerleri: pişmanım sabaha varamadık ayrııldık göremedik birbirimizi.

Ne yapıyor olacak karı-kız klasörü oluşturuyordur. Pişman falan değilim, hala aynı fikirdeyim :) Severek ayrılık olmaz, beni sevmeyeni ben hiç sevmiyorum.

cidden haa pişmanım diyenlere basmış tick'i vermiş çoşkuyu diğer cevaplayanlar babayı almış
hadi anladık için kan ağlıyoda sorduğun sorunun doğru cevabı olduğunu bileydik ona göre cevaplardık :DD

bitsin dedi, üstelemediğim için bitti. 3 senelikti ve yordu belki de.

üstelemediğim için pişman mıyım? bazen çok pişmanım, bazen iyi ki ayrılmışım diyorum. hiç aklıma gelmiyor başkasıyla sevişirken, bazen çok özleyip ağlıyorum. beraber yaptığımız şeyleri yaparken koyuyor, mesela son 4-5 aydır film seyretmiyorum. ama beraber yapamadığımız şeyleri yaparken de zevk alıyorum. veya kendimi kandırıyorum.

Sonuncusunu özlüyorum ama pişman değilim. Sadece bir tanesi nişanlı, bir de kız doktormuş onu da feci kıskanıyorum.